21 Ekim 2014 Salı

Fe eyne tezhebun



فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ




Fe eyne tezhebun 




Bu Ayet-i Kerimeyi gönlünün duvarlarına asmış birkaç dost tanıyorum.

Bir ikaz, bir muska gibi!

Kendini bırakmamak, düştüğü kuyudan çıkabilmek için sıkı sıkı tutunduğu bir ip.

Kendini bıraksa ruhu kayıp gidecek bedeninden.

Biliyor ki bedeni ayakta tutan ruhdur.

Ruhu manen beslenmeyen insan ölüdür.

Manen ölü!

Cesedin yaşaması bir şey ifade etmez.

Ne çok yaşan ölü vardır etrafımızda!

"Acaba bende mi!" diye düşünmeden edemiyorum.

Bende mi öldüm.

Kalbim ruhum Allah'ı anmaktan gafil mi!







Savaş en çok da içimizde en çok da kendimizle.

Nefisle cihad ederken en çok Rabbimizi hatırlamaya ihtiyacımız var.

Daha doğrusu unutmamaya!

Rabbimizden ne kadar çok uzaklaşırsak o derece sıkıntı ve günah çukurunda çırpınırız.

Kalkmaya çalışıyoruz. 

Kalkamadan tekrar düşüyoruz. 

Çünkü tutunduğumuz şey yanlış. 

Maddi ve zahiri sebeplere tutunmak da bir hüsrandır.

Yenilgidir.

"Akıllı insan seccede işini halleden insandır" der Allah dostları.

Keşke her işimizi seccade de halledecek kadar akıllı, irade ve teslimiyet sahibi olsak.




Ve insan; sessizleşiyorsa,kenara çekilip günaha bulaşmaktan korkuyorsa, kendine dur diyorsa eğer ve Rabbinin kelamını yüreğine bir set olarak çekiyorsa her seferinde bu ayeti kerimeyi ( NEREYE BU GİDİŞ) hatırlayıp da kendini uyarıyorsa iyi olmayı çoktan hakediyor.




Rabbim şifa ver.

Gönlümüze, dilimize, ruhumuza.




Sükut_u Kelam






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder