22 Kasım 2013 Cuma

Deniz Kıyısı Düşler



Ne zaman deniz kıyısına gitsem, bir banka oturup sessizce etrafımı izlerim; uzaklara dalıp giden gözleri, doyasıya koşturup kahkahalara boğulan çocukları...
Hepsinde bir parça kendimi bulurum...
Bugün ilk defa farklı olarak gözlerimi kapatıp, deniz kokusunu içime çekmek ve dalgaların kıyıya vurduğunda çıkardığı sesleri dinlemeyi istedim.
Neden böyle bir ihtiyaç hissettim bilmiyorum.
Sanırım çok yorgundum. Ne tek kelime edecek mecalim vardı nede gözlerimi açabilecek dermanım...
Kendimi, denizin beni kendimden geçiren kokusuna bırakmıştım. Kıyıya vuran her dalga beni de alıp götürüyordu. Gelgitlerine bırakmıştım içimi...
Nefes alıp verdiğimde içime dolan deniz kokusu, bütün hücrelerimi yeniliyordu sanki.
Keşke deniz kokusunu içime stok yapabilsem ve her istediğimde kullanabilsem, diye düşündüm içimden.
Öyle bir dalmışım ki, o an sadece ben varmışım gibi hissediyordum. Ben ve beni alıp götüren masmavi uçsuz bucaksız deniz... Zaman, mekan mefhumu yok!
Fakat uzaktan kulağıma gelen hafif bir müzik sesi, beni yavaş yavaş kendime getirmeye başlamıştı.
Ses gittikçe yakınlaşıyordu. "Seni sevmediğim yalan." diyordu duyduğum ses. Ardından içli müziği. Bir anda gözlerimi açtım ve kulağıma gelen sesin ne olduğunu gördüm. Manzara yüreğimi titretmeye yetmişti:
Kıyıya vurmuş bir sandal içinde, kendilerinden habersiz iki genç.
Birisi uzaklara dalıp, kendinden geçerken; diğeri gözleri kapalı hem müziğe eşlik ediyor hem de gözyaşlarını tutamıyordu.
O gencin gözünden akan yaşlar sanki yüreğime damlamıştı. 
Canının yandığı, acı çektiği o kadar belliydi ki.
Ne kimseyi görecek hali vardı, nede etrafındaki bakışları farkedecek yüreği...
Gördüklerim ve hissettiklerim beni ağlatmaya yetmişti. Kendimi bir anda gözlerimdeki yaşları silmeye çalışırken buldum. Meğer ne kadar doluymuş ne kadar hazırmışım ağlamaya.
İçin acıyorsa eğer, yüreğinde biriken damlalar böylesi manzaraları bahane ediyor yaşlarını dökmeye.
Ve o damlaların gözlerinden ne zaman döküleceğini bilemezsin. En savunmasız anını bekler dökülmek için...

Sükutu Kelam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder